Ortopedik Rehabilitasyon

Ortopedik Rehabilitasyon

Ortopedik bir sakatlığa bağlı olarak veya cerrahi sonrası hareket kabiliyetinin kaybedildiği durumlarda uygulanan programların genel adıdır. Fizik tedavi ajnalarının da kullanıldığı özel egzersiz programlarını içeren ve ağrıya yönelik tedavilerin de uygulandığı, gerektiğinde hastaların havuz içerisinde egzersize de alındıkları çok komponentli bir tedavidir. Kırık ve Çıkık sonrası ameliyat veya alçılama, atelleme sonrası gelişen eklem hareket kısıtlılığı, kas atrofilerini gidermek için, eklemlerdeki bağların tamiri (Çapraz bağ lezyonları, ameliyat önce ve sonrası), eklem içi dokuların tamiri (Menisküs Yaralanmaları ameliyat önce ve sonrası) eklemlere protez yerleştirilmesinden sonra) ampütasyon (uzuvların kesilmesi)sonrası, Tendon tamiri ve transfer ameliyatları sonrası, ayrıca vücut duruş bozukluklarına skolyoz ve kifoza yönelik yapılan cerrahilerinde de rehabilitasyon gereklidir. Yukarıda sayılan durumlarda belirlenmiş egzersiz programları bu konuda eğitimli fizyoterapistlerle birlikte uygulanır. Yük taşıyan eklemlerde ağrı oluşturmadan hareket açıklığı arttırmak ve kas gücünü kazanmak amacıyla hidroterapi ideal ortamı sunar. Hastaların gereken ortez veya protezlenmesi konusunda da gereken uygulamalar gerçekleştirilir ve amputasyonlu hastalarda protezler ve diğerlerinde ortez ve walker ya da kol değneği gibi desteklerle hastanın yürüme eğitimleri verilmelidir. Ortopedik rehabilitasyon programları genellikle üç hafta ile başlar bazı durumlarda altı aya kadar kontroller ev egzersiz programlarının geliştirlip değiştirilmesi ve öneri ve eğitimlerle devam eder.

Artroz (Eklem Kireçlenmesi)

Kireçlenme veya diğer adıyla artroz olarak bilinen romatizmal hastalık toplum içinde en yaygın olan rahatsızlıklardan birisi olup eklem kıkırdağının aşınmasıyla ortaya çıkar. Omurga hariç tüm eklemlerdeki kemiklerin üzeri ince bir kıkırdak tabakası ile kaplanmış olup bu tabaka ekleme binen yükün geniş bir yüzeye dağılmasını ve hareketin kayganlığını sağlar. Ancak zamanla, yaş ve diğer faktörlerin etkisiyle kıkırdak tabakalarda bozulmalar başlar, eklem kıkırdağının yüzeyi düzensiz hale gelir, kalınlığı giderek azalır ve bunun sonucunda eklem ağrıları başlar.
En önemli belirtisi sabahları kısa süreli bir eklem sertliği ile birlikte eklem hareketlerinin ağrılı olmasıdır. Gün içinde eklemlerin “ısınmasıyla” birlikte hareketler daha rahat yapılabilir hale gelse de, yorgunlukla ağrılar yeniden artar ve hasta dinlenme ihtiyacını hisseder. Bazen eklem üzerinde şişlik veya hafif bir sıcaklık artışı da fark edilebilir. En çok tutulan eklemlerin başında dizler gelir. Kalça, omuz, ayak bileği ve el parmaklarının uç kısımları da sık tutulan eklemler arasındadır.
Artroz gelişiminde en önemli faktör yaş ve aşırı yüklenmelerdir. Daha önce geçirilen romatizmalar hastalıklar veya başka bir hareket sistemi probleminin olması, artrozun ortaya çıkışını kolaylaştırır. Şişmanlık, diz çökme, diz üstü oturma, fazla merdiven inip çıkma gibi aşırı kullanım faktörlerinin etkisiyle artroz gelişimi kolaylaşır Eklem kıkırdağı kendini yenileyemediği için aşınan veya eskiyen kısımları yerine koymak mümkün olmaz. Bu nedenle kıkırdağın aşınmasını önleyebilecek tedbirlerin uygulanması çok önemlidir.Uygun bir diyetle fazla kilolardan kurtulmak, diz üstü oturma-diz çökme gibi hareketlerden ve fazla merdiven inip çıkmaktan kaçınmak çok önemlidir.
Eklem ağrıları için önce basit ağrı kesiciler kullanılır. Bunlar yeterli olmazsa antiromatizmal ilaçlar denenir. Eklem hareket açıklığını geliştirmek ve ağrıları azaltmak için en etkili yöntemlerden biri fizik tedavidir. Elektrikli veya mekanik fizik tedavi yöntemlerinin bir program dahilinde uygulanmasıyla yakınmalar azalır, hareketler kolaylaşır. Fizik tedaviden sonra eklemi fazla zorlamayan günlük egzersiz programlarını düzenli olarak yapmak çok önemlidir. Zira eklem kıkırdağı ancak hareket halindeyken eklem sıvısından beslenir. Ağrı nedeniyle hareketten kaçınılırsa hem kıkırdağın beslenmesi azalır, hem de kas dokusunda zayıflamalar olur. Ağrı ve hareket kısıtlılığını azaltmak amacıyla hekim kontrolunda olmak şartıyla kaplıca tedavileri de yarar sağlayabilir. Son yıllarda eklem içine yapılan özel bazı enjeksiyonlar da 6 ay- 1 yıl kadar süren rahatlık sağlayabilmektedir. Ancak bu enjeksiyonların mutlaka bir uzman hekim tarafından yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde çok önemli yan etkiler ortaya çıkabilmektedir. Yine son zamanlarda eklem kıkırdağının kendini yenilemesine yardımcı olduğu düşünülen bazı ilaçlar çıkmıştır. Glikozamin ve kondroitin sülfat bileşimindeki bu ilaçların uzun süreli kullanımları bazı hastalarda yarar sağlamaktadır.
Tüm tedavilerin denenmesine karşın ilerleyen, hastanın günlük yaşamını sıkıntıya sokan ve çok ağrıya neden olan durumlarda ise cerrahi yöntemlere başvurmak gerekebilir. Orta yaşlı hastalarda artroskopi yöntemiyle eklem kıkırdağındaki düzensizliklerin bir kısmını gidermek mümkün olsa da 55-60 yaşından sonra tercihen protez ameliyatları yapılmaktadır.

Menisküs

Diz ekleminde, diğer eklemlerden farklı olarak iç ve dış taraflarda birer tane yarım ay biçiminde ilave birer kıkırdak daha bulunur. Menisküs adı verilen bu kıkırdakların görevi, diz ekleminin hareketleri kolaylaştırmak, eklemin kayganlığını artırmaktır. Eklem kıkırdağının aşınmasında olduğu gibi dizlerini çok kullananlarda veya sporcularda ters bir hareket sırasında menisküs kıkırdağında yırtık ortaya çıkabilir. Bu durum aniden ortaya çıkmışsa şiddetli ağrı ve eklem şişliği ile kendini belli eder. Çoğu zaman hasta bu durumun farkına varmaz ve ilerleyen yaşla birlikte dizin eklem kıkırdağının aşınmasına paralel olarak menisküs tabakası da incelir ve üzerinde yer yer yırtıklar meydana gelir. Diz hareketleri sırasında ağrı ve takılma şikayetleri ortaya çıkar ve hastanın hızlı yürümesini, merdiven inip çıkmasını engellemeye başlar. Kesin tanı için ayrıntılı bir muayeneden sonra MR çekilebilir ve yırtığın derecesi belirlenir. Küçük yırtıklarda ameliyat gereksizdir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri hastanın rahatlamasına yardımcı olur. Ultrason, lazer, TENS gibi tedavilerle birlikte havuzda veya karada yapılan özel egzersiz uygulamalarıyla diz çevresindeki kaslar güçlendirilir, dizin tekrar zorlanmamasına özen gösterilir.
Bu tedavilere rağmen şikayetleri geçmeyen hastalarda ise ortopedik cerrahi yöntemlerine başvurulur; menisküs kısmen çıkarılarak eklem yüzeyi düzeltilir. Ameliyattan sonra mutlaka kapsamlı bir rehabilitasyon programının uygulanması gerekir; aksi takdirde bir süre sonra eklem kireçlenmesi nedeniyle yakınmalar tekrar ortaya çıkabilir.

Çağraz Bağ Lezyonları

Çapraz Bağ Yırtığı Nedir? Tedavisi Nasıldır?

Hareket sistemimizdeki en önemli eklemlerden biri diz eklemidir. Üç tane kemiğin bir araya gelmesiyle oluşan diz eklemi bir taraftan ayakta durmamıza, yürümemize, oturup kalkmamıza imkan verirken diğer taraftan en sert sportif hareketlerin yapılmasına olanak sağlar. Ayakta durma sırasında diz eklemine vücut ağırlığının yarısı binerken, yürüme ve koşma sırasında bu yük daha da artar ve eklemi zorlamaya başlar. Diz ekleminin en zor koşullara cevap verebilmesi ve ihtiyacı karşılayabilmesi için eklemi oluşturan kemikler dört tane sağlam bağ vasıtasıyla birbirine bağlanmış olup bu bağların ikisi iç ve dış yan taraflarda, biri önde diğeri de arkadadır.
Öndeki ve arkadaki bağlar çapraz şekilde kemiklere yapıştığından “ön veya arka çapraz bağ” olarak adlandırılırlar.Normal koşullarda ön ve arka çapraz bağlar en zorlu hareketler sırasında dahi diz eklemini korur ve eklemi oluşturan kemiklerin öne- arkaya kaymasını, eklem bütünlüğünün bozulmasını engeller. Ancak beklenmedik bazı durumlarda ve ekleme sert darbeler geldiğinde, özellikle diz eklemini kendi etrafında dönmeye zorlayan travmalar sırasında bu bağlarda zedelenmeler ve yırtıklar meydana gelebilir. Hareketler sırasında ön çapraz bağa daha çok yük bindiğinden, yırtıklar da fazla görülür. İlk yırtılma anında şiddetli ağrıyla birlikte diz ekleminde hassasiyet ve şişlik olabilir, hareket çok zorlaşır. Bu durumda, harekete devam etmeyip derhal dizi tespit etmek gerekir.
Daha sonra yapılan muayene ve MR incelemesiyle çapraz bağların durumu net olarak anlaşılır. Ön ve arka çapraz bağlarda ki yırtıklar kısmi veya tam olabilir. Kısmi yırtıklarda gerekli tedbir ve tedaviler uygulandığı takdirde bir süre sonra yırtık iyileştiği halde, tam yırtıkların kendiliğinden iyileşme şansı yoktur. Aktif sporcularda tam yırtık tanısı konduktan sonra ameliyat kararı verilir. Aktif spor yapmayanlarda ise ameliyattan önce tıbbi tedavi fizik tedavi imkanlarını sonuna kadar kullanmakta yarar vardır. Günlük yaşantıyı ve yürümeyi engelleyecek derecede yakınmaları olmayan hastalarda uygun bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı ile bağlardaki hasarın iyileşmesi sağlanabilir. Rehabilitasyon süreci içersinde havuz tedavisinin yanı sıra ultrason, lazer, manyetik alan gibi çeşitli fizik tedavi araçları kullanılabilir. Havuz içinde yapılan yürüme ve geri yürüme egzersizlerinden hastalar çok yararlanırlar.
Ameliyat olan hastalarda ise dizin eski fonksiyonlarına kavuşması ve hareketlerin rahatça yapılabilmesine olanak sağlaması bakımından hemen ertesi günden itibaren kapsamlı bir rehabilitasyon programına başlanması gerekir. Dozu ve süresi giderek arttırılan egzersizlerle diz çevresindeki kasların güçlendirilmesine, elastikiyetin geliştirilmesine çalışılır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon sırasında diz eklemini destekleyici breysler ve bandajlar da kullanılabilir. Futbol, basketbol gibi travmatik sporları yapanlarda ortalama 6 aylık bir rehabilitasyon programına ihtiyaç vardır.